23 Ağustos 2012 Perşembe

göynük


rotamızda taraklı'dan sonra bolu'nun şirin ilçesi göynük yer alıyor. taraklı-göynük arası yaklaşık 28 km. yüksek bir tepeden şehir merkezine doğru yol alıyoruz. taraklı'ya göre oldukça muntazam bir kasaba görüntüsündeki göynük'te ilk göze çarpan tarihi zafer kulesi. sakarya meydan savaşının kazanılmasının anısına 1922 yılında yapılan kuleye şehiriçinden yaklaşık 500 m'lik bir yolla çıkılıyor.  ama öncelikli hedefimiz kahvaltı yapabilmek. gemide isyan had safhada.


bir kaç yere baktıktan sonra lalezar adlı restoranda karar kılıyoruz. garsondan bize masayı donatmasını istiyoruz. yaklaşık 10 dakika sonra mutlu son. 5 kişilik serpme kahvaltı + 2 tabak menemen + karpuz ödediğimiz fiyat bizi daha da mutlu ediyor (50 tl). artık şehri fethetme zamanı gelmiştir ve düşüyoruz yollara.

belediye binası

köylülerin ürünlerini satması için kurulan sabit pazar. kahvaltıda yediğimiz peyniri sorduk ama yolculuk boyunca bozulacağını düşünerek alışveriş yapmadık. tereyağı, keş dedikleri peynir almayı düşündüğümüz ürünlerdi ama artık bir dahaki sefere.

zafer kulesine çıkan yol
imaj önemli

kuleye çıkarken gördüğümüz, dönüşte de türk kahvesi içtiğimiz türksoylar konağı. konak sahibiyle göynük ve yöre halkıyla ilgili konuşuyoruz. sosyolojik tespitler yapma kısmına gelince sevgili sosyolog arkadaşımız murat devreye giriyor ve yörenin turizm açısından gelişmesi için yapılması gerekenleri tek tek sıralıyor. konak 2 katlı ve 15 yatak kapasitesine sahipmiş. istanbuldan gelen bir aile üst katı kiralamış ve bayram tatili boyunca oradaymışlar.

göynük'e değer ve anlam katan göynük evleri: osmanlının ilk döneminin estetik, sadelik ve insana yakınlıkları var bu evlerde. bir biri üstünden ileriye bakmaya çalışan, eğimli bir araziye ve dar sokakların çevresinde bahçeler içerisinde kurulan bu evler genellikle zemin kat üzerine 1 veya 2 kattır.


sakarya meydan savaşının kazanılmasının anısına yaptırılan kule, panaromik göynük manzarasına sahip. kuleye çıkılmıyor, ancak yine de manzaraya hakim.

birazdan gezeceğimiz akşemseddin hazretleri türbesi ve yanıbaşındaki gazi süleyman paşa cami'nin tepeden görünüşü.
zafer kulesi'nden aşağıya indiğimizde bizi şevket amca karşılıyor ve dükkanına davet ediyor. yaşlı amcamızın anlattığı uhrevi konulardan (isim vermiyim) bazı arkadaşlarımız etkileniyor.

akşemseddin hazretleri türbesi

gazi süleyman paşa camisi avlusunda fatih sultan mehmet'in hocası,  döneminin önemli alimlerinden akşemseddin hazretlerine ait bir türbe var.  altıgen planlı, yanındaki cami gibi kesme taştan yapılan türbede akşemsettin hazretleri ve iki oğlunun mezarı bulunmakta. dua edip, türbeden ayrılıyoruz.
gazi süleyman paşa cami

1300'lü yıllarda ahşap olarak yapılan, ancak II. abdülhamit zamanında kesme taştan yeniden inşaa edilen,  sade ama oldukça güzel bir cami. namaz saati olduğundan caminin içinin fotograflarını çekemiyorum. kapıdan çektiğim bu kareyle idare edin artık.

bu sefer cami ve türbenin bahçesinden zafer kulesinin fotoğrafını çekiyorum.


göynük turunu bitirdikten sonra, göynüğe hakim bir tepeden fotograf çekmek için taraklı yoluna doğru gidiyoruz. tati'nin "ne işimiz var burada" şeklindeki yakınmaları benim hızımı kesmiyor ve tepeden kareyi çekiyorum.


sit alanı içerisinde korumaya alınan göynük'ün nüfusu son 20 yıldır nerdeyse hiç artmamış. sağdan soldan göç almamış olması, biraz da izole olması nedeniyle tertemiz insanlarla dolu olan bu osmanlı kasabasını herkes görmeli. tatil veya gezi deyince aklımıza deniz-kum-güneş üçlemesi gelmesin hemen.

çok keyifle gezdiğimiz, grup olarak çok beğendiğimiz göynük'e özellikle karlı bir kış günü veya akşemseddin hazretlerini anma şenliklerinde bir daha uğramak dileğiyle veda ediyoruz.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder