31 Mayıs 2013 Cuma

sakinlik

durusu gölü
mayıs 2013


30 Mayıs 2013 Perşembe

tulum


denizin sessizliğinde tulum sesi

28 Mayıs 2013 Salı

küçük bir tur

tekne suya indikten sonra yaptığımız küçük turdan
mayıs 2013


24 Mayıs 2013 Cuma

heyecan


tekne suya inerken ki heyecanını görmeliydiniz


22 Mayıs 2013 Çarşamba

durusu


durusu gölü - istanbul
mayıs 2013


17 Mayıs 2013 Cuma

istavrit peşinde


istavrit peşinde
volume II


12 Mayıs 2013 Pazar

anneler günü

 

anneler günü kutlu olsun




9 Mayıs 2013 Perşembe

beypazarı

epey bir süredir görmek istediğim ankara'nın bu şirin ilçesi söğüt'e 188 km uzaklıkta. yol o kadar tenha ki benden başka gelen giden yok sanki. arada inhisar, mihalgazi, sarıcakaya ve nallıhan gibi küçük ilçelerden geçiyorum (nallıhan için bir not: bolu'nun seben ve kıbrıscık ilçeleri buraya yakın, buraya daha sonra kompakt bir tur yapacağım). nallıhan dışında bu kasabalar oldukça küçük ve pek gezecek yerleri de yok gibi. sarıyar barajı kenarında çayırhan yakınlarında küçük bir mola veriyorum. termik santral bulunan bu kasabada “ankara'nın denizi çayırhan” tabelaları dikkatimi çekiyor. virajlı bir yolda, oldukça sakin bir yolculuktan sonra beypazarına ulaşıyorum. 

ankara yolu şehri ikiye ayırıyor. yolun bir tarafı eski beypazarı, diğer tarafında ise gezilecek bir yerin olmadığı yeni yapılaşmanın olduğu yeni beypazarı. beni ilk karşılayan şehrin tam ortasındaki havuç heykeli. ilk iş olarak kalacak yer ayarlamak. internetten araştırdığım oteli bulup, pazarlıkla odayı tutuyorum (kahvaltı hariç 50 tl). eşyaları odaya yerleştirdikten sonra fotoğraf makinesi alıp güneş batmadan şehrin tamamını görebileceğiniz hıdırlık tepesine çıkıyorum. şehir iki kayalık tepenin etrafına kurulmuş ve kayalıklar uzaktan dinozoru andırıyor. fotoğraf çekimleri sonrasında, eski konakların ve çarşının bulunduğu beypazarı'nın eski sokaklarını gezmeye koyuluyorum. sokaklarda gezilecek yerlerle ilgili tabelalar beni beypazarı ve türk kültürüyle ilgili bir çok aktivitenin yapıldığı yaşayan yaşayan müze’ye götürüyor. burası eski bir konak ve müzeye çevrilmiş. müzekart geçmeyen müzede giriş ücreti 4 tl. içeride soluklanacağınız bir cafe var. eski evlerin o sadeliği ve güzelliği yeni evlerin hiç birisinde yok. bir yandan konağı gezerken, türk sanatının çeşitli örneklerde sergileniyor müzede. görevlinin hacivat, benimse karagöz olduğum bir oyun bile oynadık. 

çıkışta çarşıyı gezdikten sonra okul olarak yapılan ama şimdilerde restoran olarak hizmet veren taşmektep’te akşam yemeği için duraklıyorum. yemekler güzel, fiyatlar daha bir güzel. arpa şehriye ve dana etinden yapılan beypazarı güveci, beypazarı sarması, salata, yoğurt ve içecekten oluşan akşam yemeğine 16 tl ödedim. hem akşam oluşunun hem de yorgunluğun etkisiyle otele gidiyorum. ertesi sabah kahvaltı ve şehrin dar sokaklarında turlayıp meşhur beypazarı kurusu’ndan alıp kayseriye doğru yola çıkıyorum.