film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
film etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Temmuz 2018 Cuma

iyilik


bazen bir iyilik, seni kurşundan daha hızlı ölüme götürür..
[carlito's way]




25 Mart 2014 Salı

ölmedim


beni hapiste vurdular keje ölmedim 
hastalandım bir ciğerimi orada bıraktım gene ölmedim
çok dövdüler beni, kan kustum ama ölmedim
yaşadım… seni bir kez daha görebilmek için yaşadım


eşkıya



21 Mart 2014 Cuma

piyon gibi kullanılanlar

unutma, nasıl oynamış ya da oynatılmış olursan ol seni piyon gibi kullananlar, kral veya güçlü adamlar da olsa ruhun sadece sana aitttir. tanrı huzuruna çıktığında diyemezsin ki “ama bana öyle emretmişlerdi” ya da “ama şartlar o dönemde müsait değildi.” bu yeterli olmaz. bunu unutma! 

cennetin krallığı - kingdom of heaven (2005)



5 Mayıs 2013 Pazar

umurumda mı




koymuşum teybe creedence'ları.. 
umurumda mı dünya


2 Ocak 2013 Çarşamba

dumanlı ahbap


ahbap’ın porno film yapımcısının ofisinde ilaçlı white russian içtikten sonra
dumanlı kafayla gördüğü halüsinasyonlar sırasında arka planda çalan parça.
sahnelerle şarkının uyumu müthiş..
ahbap’ın beyninden neler geçtiğine tanık oluyoruz..


4 Aralık 2012 Salı

bazen üzüntüler


bazen üzüntüler, gözyaşının ulaşamayacağı kadar derindedir
city of angers



18 Ekim 2012 Perşembe

zamanı durdurmak


hayatının aşkını gördüğünde
zaman dururmuş

big fish (2003)
tim burton'un unutulmaz filmi


23 Temmuz 2012 Pazartesi

vecihi

 
 
 

türk sinemasının en sıkı karakterlerinden biri
şener şen'in yan rollerde hayat verdiği
naif, uslanmaz, asla vazgeçmez bir aşık kendisi
o bir efsane

gülen gözler filminde uçağı asfalt yola indirme başarısını göstermesine rağmen havayolu şirketi tarafından değeri bilinmeyerek kovulan, inatçı aşık rolündeki efsanevi karakter.  

en önemli özelliği, ayşen gruda'nın canlandırdığı fikret tiplemesine duyduğu derin aşktır. bu aşk karşılıksız kalmayacak, odasında duvarlara uçak resimleri asacak kadar kendisine aşık olan fikret'de ona kavuşmak için her çareye başvuracaktır.



19 Temmuz 2012 Perşembe

sevgi neydi ?


sahi ! sevgi neydi ?



umudunu kaybetme




“Birinin sana bir şey yapamazsın demesine izin verme. Hatta benim bile. Bir hayalin varsa onu koruman gerek. İnsanlar bir şey yapamaz ve senin de yapamayacağını söylerler. Bir hayalin varsa onu zorla al.”



[the pursuit of happyness - umudunu kaybetme]






11 Temmuz 2012 Çarşamba

ahbap'ın şarkısı


tüm zamanların en sıkı filmi the big lebowski'de çalan harika bir parça.
dude'un çok sevdigi bir grubun şarkısı..
ve arabadaki ot takılırkenki keyfini cok iyi yansıtıyor..



29 Haziran 2012 Cuma

suret meselesi


uykusuzluk…
her şey çok uzaklardadır, her şey suretin suretinin sureti…
dünyayla arana öyle bir mesafe sokar ki
ne sen bir şeye dokunabilirsin, ne de bir şey sana

tyler durden

26 Haziran 2012 Salı

bir zamanlar anadolu'da




nuri bilge ceylan'ın ödüllü filmi
sessiz görünümlü ama aslında capcanlı, dipdiri
detaylarda mükemmellik arayanlara
hayatın içinden rafine edilmeden gelen karakterler
yılmaz erdoğanın oynadığı en iyi film bence
küçük bir taşra kasabasındaki komiser ancak bu kadar güzel oynanabilir
clark gable namıyla meşhur savcı
o müthiş karizmasından görünmeyen acısı
ya muhtarın kızı
karanlık filmdeki tek ışık adeta


filmin en güzel sahnelerinden biri
arabada neşet ertaş çalıyor


büyük usta ne güzel söylemiş
hacı taşan ve neşet ertaş ikilisinin
bizlere kazandırdığı gurbet temalı şaheser türkü

20 Haziran 2012 Çarşamba

güzel kadın



her kalıba girip sayısız filme ismini çakmış
bizi hep mutlu etmiş bir güzel kadın vardı bu hayatta
beş-on saniye içinde kahkalarla gülmekten
hıçkıra hıçkıra ağlamaya
üstelik de en doğal şekilde geçebilen güzel bir kadın

hababam sınıfı'nın iyilik meleği hafize anası
sakar şakir'in kötü niyetli fatması
süt kardeşler'in abisinden çok korkan melek hanımı
tosun paşa'nın adile hanımı


14 Mayıs 2012 Pazartesi

aşk bu olabilir mi


otobüste gizlice birine bakmak istediğinizde
o kişininde size baktığını farkedersiniz

23 Nisan 2012 Pazartesi

patates


yeraltı - zeki demirkubuz

muharrem (engin günaydın) yalnız başına, ankara'nın sıkıcı ortamında hayatını sürdürmektedir. arkadaşlarının ve çevresinin pek sevmediği biri profil çizer. en yakın iletişimde olduğu kişi gündeliğe gelen türkan'dır (nihal yalçın). muharrem başkalarına duyduğu nefret sebebiyle türkan'ı kullanarak onlara zarar verme amacı güder. bu noktada saf ve eğitimsiz türkan manipüle edilmeye oldukça müsaittir. muharrem'in bir yandan da içindeki olmak istediği bir arkadaşı topluluğu vardır. ancak bu topluluğu cevat (muharrem'in hırsızlıkla suçladığı yazar) ve çevresindeki yalakalar olarak görür. topluluğun bir parçası olması için o yalakalardan birine dönüşmesi gerekir. ama muharrem bunu gururuna yediremez.

engin günaydın ve nihal yalçının iyi oyununa rağmen, muharremin iç sıkıntısının daha kolay izlenebilir bir şekilde anlatılacağını düşünüyorum. tabi yönetmenden daha iyisini mi bileceğim o ayrı bir konu. filmdeki bazı şeylerden çok sıkıldım; patates, koku, ankaranın nevrotik hali, bazı yerlerde gülünç diyaloglar, muharremin ofisi (hiç kimsenin iş yapmadığı bir ofis hayal edin).
diyalogsuz geçen sahnelerin oldukça karanlık (filmin isminden olsa gerek) ve uzun olması nedeniyle filmin ikinci yarısı başladığında arkama bakmadan salondan kaçma isteği uyandırdı bende. işte öyle bir ağırlık ve sıkıntı bindiriyor film insana."bu da sanattan anlamıyor oysa çok acayip sanat filmi hatta var ya kült olur bu kült" diye arkadan dedikoduya başlamazsanız iyi olur. 

filmdeki diğer oyunculara gelince, oldukça kısa olan ve diyalogsuz sahnesiyle sarp apak, dışarda bunun ağzını burnunu kıralım repliğiyle sanki ismail abiye gönderme yapan serkan keskin, filmdeki yalakalardan biri rolüyle angaralı murat cimşir, muharremin ikide bir hırsızlıkla suçladığı yazar rolüyle serhat tutumluer. 


film boyunca muharrem'in yaşadığı iç sıkıntısı benim iliklerime kadar işledi.


sonuç olarak bu filmi kimseye öneremiyorum.

6 Nisan 2012 Cuma

ekrem bora


yeşilçam’ın usta oyuncusu ekrem bora, akciğer ödemi nedeniyle
 tedavi gördüğü hastanede 1 nisan 2012 tarihinde hayatını kaybetti.

bizim gençliğimizden bir sayfa daha gitti



28 Şubat 2012 Salı

bu babam için


bu anam tuba hatun için
bu babam yiğit altar için
bu da kardeşim tan içinnn


[tarkan gümüş eğer filminde kostof'u döverken]

14 Şubat 2012 Salı

amelie


paris'te garsonluk yaparak, kendine özgü bir dünyada yaşayan saf, çekingen ve masum bir kızdır amelie. annesinin beklenmedik ölümü, babasının soğuk tavırları ve yaşadığı travmalar sonucu, sevimli ve boş şeylerle uğraşarak kendisine eğlence yaratmaya çalışsa da aslında hayatı sıkıcı bulduğu için kendisini son derece yalnız hissetmektedir. bu kısır döngü amelie’nin evde bulduğu bir kutuyu ve onun aracılığıyla sahibini keşfetmesiyle birlikte bir anda bıçak gibi kesiliverir... amelie aşık olmuştur.

amelie'nin her yaptığı hareketteki inanılmaz gizem ve sempati, filme öylesine bağlıyor ki sizi artık isteseniz de kopamıyorsunuz. izledikçe içiniz ısınıyor filme doyamıyorsunuz. amelie'nin o tatlı suratı ve yaptıkları size huzur veriyor. üstüne bir de o müzikleri yok mu? İşte şimdilerde bile haberlerde kullanılan kulağınızın aşina olduğu bu müziklerin etkisi ve sempatisi bugün bile devam ediyorsa bu film izlenmelidir. sinema tarihinin en huzur verici müzikleri bu filmdedir ve her biri birbirinden güzeldir. izleyin izlettirin. her şey hollywood'da değil :)

23 Ocak 2012 Pazartesi

serseriler her zaman kaybeder




- serseriler her zaman kaybeder! beni duydun mu lebowski?
serseriler her zaman kaybeder!!!!
- toplantı nasıl geçti bay lebowski?
- çok iyi. evden istediğim bir halıyı almamı söyledi.

[tüm zamanların en sıkı filminden alıntı]