23 Nisan 2012 Pazartesi

patates


yeraltı - zeki demirkubuz

muharrem (engin günaydın) yalnız başına, ankara'nın sıkıcı ortamında hayatını sürdürmektedir. arkadaşlarının ve çevresinin pek sevmediği biri profil çizer. en yakın iletişimde olduğu kişi gündeliğe gelen türkan'dır (nihal yalçın). muharrem başkalarına duyduğu nefret sebebiyle türkan'ı kullanarak onlara zarar verme amacı güder. bu noktada saf ve eğitimsiz türkan manipüle edilmeye oldukça müsaittir. muharrem'in bir yandan da içindeki olmak istediği bir arkadaşı topluluğu vardır. ancak bu topluluğu cevat (muharrem'in hırsızlıkla suçladığı yazar) ve çevresindeki yalakalar olarak görür. topluluğun bir parçası olması için o yalakalardan birine dönüşmesi gerekir. ama muharrem bunu gururuna yediremez.

engin günaydın ve nihal yalçının iyi oyununa rağmen, muharremin iç sıkıntısının daha kolay izlenebilir bir şekilde anlatılacağını düşünüyorum. tabi yönetmenden daha iyisini mi bileceğim o ayrı bir konu. filmdeki bazı şeylerden çok sıkıldım; patates, koku, ankaranın nevrotik hali, bazı yerlerde gülünç diyaloglar, muharremin ofisi (hiç kimsenin iş yapmadığı bir ofis hayal edin).
diyalogsuz geçen sahnelerin oldukça karanlık (filmin isminden olsa gerek) ve uzun olması nedeniyle filmin ikinci yarısı başladığında arkama bakmadan salondan kaçma isteği uyandırdı bende. işte öyle bir ağırlık ve sıkıntı bindiriyor film insana."bu da sanattan anlamıyor oysa çok acayip sanat filmi hatta var ya kült olur bu kült" diye arkadan dedikoduya başlamazsanız iyi olur. 

filmdeki diğer oyunculara gelince, oldukça kısa olan ve diyalogsuz sahnesiyle sarp apak, dışarda bunun ağzını burnunu kıralım repliğiyle sanki ismail abiye gönderme yapan serkan keskin, filmdeki yalakalardan biri rolüyle angaralı murat cimşir, muharremin ikide bir hırsızlıkla suçladığı yazar rolüyle serhat tutumluer. 


film boyunca muharrem'in yaşadığı iç sıkıntısı benim iliklerime kadar işledi.


sonuç olarak bu filmi kimseye öneremiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder