30 Ağustos 2018 Perşembe

zafer bayramı



Ağustos ayı bizler için zaferler ayıdır.

Atalarımız Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu'da bir vatan kurmuşlardır. Başkomutanlık Meydan Muharebesi ile ise Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Anadolu topraklarının, sonsuza kadar Türkiye Cumhuriyetinin toprakları olduğunu bütün dünyaya ilan ve ispat etmişlerdir. Tüm gazilerimizin ve şehitlerimizin ruhları şad olsun.

Zafer Bayramımız kutlu olsun. 



28 Ağustos 2018 Salı

batı


Açık konuştuğum için beni bağışlayın. 
Güzel yalanların bize faydası olmaz; ama acı gerçekler ilaç olabilir…
Batı çürümüş değil; güçlü, örgütlü ve eğitimli. 
Okulları bizimkilerden iyi, kentleri bizimkilerden temiz. 
İnsan hakları düzeyi yüksek ve sosyal yardım konusunda daha örgütlü. 
Batılılar çoğunlukla sorumlu ve dakik kişiler. 
Bunlar, Batılılardan edindiğim tecrübelerim. 
Batılıların ilerlemelerinin karanlık yönünü de biliyorum
 ve bunun gözümden kaçmasına izin vermiyorum.

Hakikat, İslam en iyisi! Ama biz en iyisi değiliz. 
Batı’dan nefret etmek yerine onunla rekabet etmeliyiz. 
Kur’an bize bunu emretmiyor mu: 
Hayırlı işlerde yarışın. (5/48)” 

(İzzetbegoviç, Tarihe Tanıklığım, Klasik Yayınları s. 414)

 

27 Ağustos 2018 Pazartesi

tükeniş


herkes farklı şekilde tükeniyor hayatta.


20 Ağustos 2018 Pazartesi

vicdan bir çağrıdır



Vicdan bir çağrıdır. 

Vicdan bir çağrıdır ve bu çağrı, Heidegger'in ifadesiyle "benim içimden ama kendimden öteden" gelir. Gazze bizi vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden bir barbarlık karşısında yumruklarımızı sıkıyor, dilimizde öfke sözleri biriktiriyoruz. Ne çare ki sözlerimiz de öfkemiz de barbarı durdurmaya yetmiyor. Barbar, paramparça ettiği çocuk gövdelerinin üzerinden üstünlüğünün ve efendiliğinin tescil edilmesini istiyor. İnsanları topraksız bıraktı, şimdi toprağı insansız bırakmak istiyor. 

Sömürgecinin barbarca cürmü, diğer sömürgeci efendilerin sessizliğiyle tamamlanıyor. Bu cürmün işlenebilmesi için bu sessizlik, bu kayıtsızlık gerekiyordu. Batı ve onun güdümündeki İslam dünyasında "saldırganı değil, kurbanı suçlayan" bir organize riyakarlık düzeni olmasaydı, uluslararası silah kartelleriyle içli dışlı medya moğolları bu cürmü arkalamasaydı, dünyanın gözü önünde bu vahşete kalkışılabilir, bilinen bütün ahlaki değerler ayaklar altına alınabilir miydi ?