Vicdan bir çağrıdır.
Vicdan bir çağrıdır ve bu çağrı, Heidegger'in
ifadesiyle "benim içimden ama kendimden öteden" gelir. Gazze bizi
vicdana çağırıyor, içimizi allak bullak eden bir barbarlık karşısında
yumruklarımızı sıkıyor, dilimizde öfke sözleri biriktiriyoruz. Ne çare
ki sözlerimiz de öfkemiz de barbarı durdurmaya yetmiyor. Barbar,
paramparça ettiği çocuk gövdelerinin üzerinden üstünlüğünün ve
efendiliğinin tescil edilmesini istiyor. İnsanları topraksız bıraktı,
şimdi toprağı insansız bırakmak istiyor.
Sömürgecinin barbarca cürmü,
diğer sömürgeci efendilerin sessizliğiyle tamamlanıyor. Bu cürmün
işlenebilmesi için bu sessizlik, bu kayıtsızlık gerekiyordu. Batı ve
onun güdümündeki İslam dünyasında "saldırganı değil, kurbanı suçlayan"
bir organize riyakarlık düzeni olmasaydı, uluslararası silah
kartelleriyle içli dışlı medya moğolları bu cürmü arkalamasaydı,
dünyanın gözü önünde bu vahşete kalkışılabilir, bilinen bütün ahlaki
değerler ayaklar altına alınabilir miydi ?
Gazze “dünyanın en büyük açık hava hapishanesidir”
YanıtlaSilGazzenin çocuklsrı checkpointlerde öğrenir özgürlüğün ne olmadığını