2 Ocak 2013 Çarşamba

haritalar


çocukluğumda başlayan, hala da süren bir tutkudur haritalar, atlaslar.. küçük atlaslar yetmezdi bana. her zaman en büyük atlası isterdim. atlası açıp, haritalar üzerinde saatlerce zaman harcamak en büyük tutkumdu. haritalardaki şehirlere, kasabalara gidiyormuş, göller ve denizlerde tura çıkıyormuş gibi hayal kurmak en büyük eğlencemdi. her ülkenin başkentinin nerede olduğunu bulmak benim için önemliydi. her yeni atlas bende tarif edilemez bir mutluluk uyandırırdı.

şimdilerde farklı mı ? hayır kesinlikle. karayolları haritası bakmayı en sevdiğim kitaplardan biri benim için. bir yere gitmeden önce veya gittiğimde ilk yaptığım şeylerden biri orasının haritasına bakmak. konunun bütününe hakim olma ihtiyacı, bu sanki güvenlik hissiyle ilgili bir şey gibi.. bu tutkumu biliyormuşlar gibi askerde bile bana silah yerine harita zimmetlemişlerdi.. en son gittiğim oyunda söz edilen avustralya’da bir kasaba vardı. eve gidince ilk yaptığım şey, haritadaki yerini bulmak oldu..

seyahat dergilerinde bir yeri tanıtırken haritasının olup olmaması o dergiyi ciddiye almaktaki en büyük kıstasım. bir şehri sadece fotoğraflarla veya yazılarla tanıtamazsınız. bunu birkaç kez dergi editörleriyle bile paylaştım..

haritalar ve atlaslar bana dünyayı sevmeyi öğretti aslında. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder