10 Eylül 2012 Pazartesi

bodrum gezisi

istanbul'dan gece 11 gibi başlayan yolculuğumuz sabah saat 8 gibi bodrum'a varmamızla sona erdi. ben yolda ara ara iyi uyumuşum. uyurken şöför değişmiş, çorbalar içilmiş falan filan. neyse ki bafa gölü yakınlarında uyandım da olaya el koydum. yoksa yolu bulamayıp, konya'ya falan gidebilirdik.

kalacağımız otel daha önce hiç gitmediğim bardakçı koyundaki hotel mavi. deniz manzaralı odada 2 gece yarım pansiyon konaklama için ödediğimiz fiyat 170 tl. fakirlerin kaldığı kara tarafındaki odalar için ise bu fiyat 150-160 tl.  otele girdiğimizde biraz hayal kırıklığına uğramadık desem yalan olur. resepsiyon ve girişteki diğer bölümler kötüydü. görevli; odalardaki tadilatın tamamlandığını, diğer bölümlerdeki çalışmaların ise sezon sonu yapılacağını söyleyince bunun sebebini öğrenmiş olduk. 

bavul odasına eşyaları koyup, kahvaltı mekanı aramaya başladık. hemen yakınlarda panpan diye bir mekan varmış. tati'nin istediği serpme kahvaltı layığıyla masamıza geldi. panpan aynı zamanda bir ekmek fırını. 4 kişilik süper bir kahvaltı için ödediğimiz fiyat 95 tl. kahvaltıyı yapıp, dalış teknesine doğru yola çıktık. telefonumu panpanda unutmuş olmam kötü bir tecrübe oldu benim için.


panpan denilen mekan

ORTAKENT-YAHŞİ

yarımadanın güneybatısını içeren tura bodrum-turgutreis çevre yolunun tam ortasında yer alan ortakent'ten başladık. upuzun bir sahili olan ve denizi biraz soğuk ortakent'in mavi bayraklı denizi ve sahili çok temiz.


KARGI

bodrum'daki en güzel koylardan biri kargı. mavi tur ve günlük teknelerin uğrak yeriymiş. yazın sahilde bulunan develer nedeni ile deve plajı olarak da biliniyormuş.


BAĞLA

bodrum'a 14 km uzaklıkta olan bağla koyu, yarımadanın en güzel koylarından biri. ancak son yıllarda inşa edilen tatil siteleri ve büyük otel nedeniyle sakinliğini kaybetmiş görünüyor.


ASPAT

bağla koyu'nun biraz ilerisinde yer alan ve üzerinde bir eski venedik kalesi bulunan aspat koyu gerçekten  görülmeye değer. 

şöyle geçer türküde:

burası da aspat degil halilim aman bitez yalısı
yüreğime ateş saldı dostlar kurşun yarası






AKYARLAR

karaincir koyunu atladıktan sonra vardığımız  akyarlar bodrum’a 22 km uzaklıkta olup, yarımadanın güneybatı ucunda yer alıyor. akyarların hemen karşısında yer alan kos adası 3 mil uzaklıktaymış. önceleri bir süngerci ve balıkçı köyü olan akyarlar, günümüzde deniz sporlarının yapılmasına olanak sağlayan önemli bir tatil beldesi olma yolundaymış. sahile inildiğinde, sağda balıkçı barınağı, ortada restoranlar ve solda ise bir ay şeklinde yayılan kumsalı yer alıyor. yavaş yavaş yönümüzü batıya çevirdiğimiz için bol rüzgarı ile burası rüzgar sörfüne çok uygunmuş.

köyün hemen yanıbaşında 1931 yılında fransızların yaptığı hüseyin burnu feneri yer alıyor. yan tarafında restaurant olan bu bina kıyı emniyeti teşkilatı tarafından cafe olarak kiraya verilmiş ancak biz gittiğimizde bomboştu. fenerin bahçesini gezdik ama kilitli olduğu için binanın içerisine giremedik.  fenerin bulunduğu burun yarımadanın kos'a en yakın yeriymiş. fenerin yakınında “kum hamamı” olarak bilinen kumsal var. asırlık tarihi ve güzel mimarisi ile fener görülmeye değer. 


hüseyin burnu feneri

GÜMÜŞLÜK

yarımadanın en batı ucundaki gümüşlük'e uğramadan bodrum gezisi olmazmış derler. bizde buna uyarak yola çıktık. tesadüf bu ya hep akşamüstüne denk geliyor gümüşlük ziyaretlerim. küçük çarşıyı gezip, bir kaç kare foto alıp akşam için dönüşe geçtik.


DALIŞ TURU













Hiç yorum yok:

Yorum Gönder