22 Şubat 2012 Çarşamba

küçük bir girne gezintisi

ders bitiminde ömer ve mehmet'le düştük girne yollarına. başkent lefkoşa'nın 23 km kuzeyinde küçük bir sahil kasabası. gerçekten küçük, bizim çeşme'ye benzer bir yapısı var. şubat ayı olduğundan olsa gerek sokaklarda gereksiz kalabalıklar yok. bize has olan güzeli/güzelliği yok etme hastalığı burada da baş göstermeye başlamış. sahile yani limana inen dar sokaklar ve bu sokaklardaki evler mükemmel.
girne sahil

sahile inen dar sokaklar
sahile inen dar sokaklar
ağa cafer paşa camii (1589)
 

sahilde küçük bir yürüyüş yaptıktan sonra girneyi tepeden gören beşparmak dağlarının eteklerindeki bellapais manastırı'na doğru yola çıktık. sokakların temizliği ilk dikkati çektiği beylerbeyi köyünde yer alan bellapais manastırı'na ancak dışardan bakabildik. kıbrısta herşey erkenden kapandığı için gezme şansımız olmadı. ama etkileyici bir mimariye sahip olan manastır aynı zamanda yüksekte yer aldığı içinde eşsiz bir girne manzarasına sahip. kıbrısa gelen herkesin mutlaka görmesi gereken bir yer kanımca.

manastırdan girne manzarası

otoparktan manastıra bakış
balıkesir köyünün temiz sokakları
manastırın bahçesindeki turunç ağaçları
manastır gezisinden sonra sahile indik. deniz şehitleri anıtının yakınlarındaki denizin kıyısında eşsiz manzarası olan eziç peanuts adlı restorana gittik. burası lefkoşa'daki eziç zincirinin bir restoranıymış. konsept olarak masaya tuzlu-kabuklu yer fıstığı getiriyorlar, kabukları nereye atacağım diye düşünmenize gerek yok, masanın ortasında küçük bir delik var ve ordan aşağı atıyorsun kabukları :) restoranın hemen altı kayalıklar ve deniz. hoş ambiyans, güzel müzik ve zengin menüsüyle daha çok gençlerin takıldığı kaliteli bir mekan. fiyatları da kıbrıs standartlarına göre normal. ana yemekler 20-30 tl arasında.
restoranın manzarası
eziç peanuts
ömer ve mehmetle birlikte paşa kebabı yemece

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder