ikindinin elleri
en dingin ve huzurlu zaman dilimidir ikindi. meltem, baharın kokusuyla dolaşır kül rengi sokaklarında şehrin. yokuşlara su serpilir hanımeli ferahlığıyla. notalar kavakların yapraklarında dağılır ve ıhlamur ağaçlarında yeniden toplanır. kanadına takılan umudu süzülerek dağıtırken bir martı, bir balıkçı teknesi nasibiyle yol alır mavinin kucağında. güneş, sarı gölgesini denize düşürürken kızılından da esirgemez göğü. daha bir hissedilir güneşin cömertliği o vakit. kimine hüznünden dağıtır, kimine sevincinden çaya şeker olur, kahveye köpük.
beyaz danteller örülür cam kenarında gecenin siyahını karşılamak için. sazlıklar tefekküre bürünür, kumsallar tespihini çeker umudun. rüzgârına peygamber nefesi karışır, gölgesine bir servinin sükûneti. postunu yere atar karınca, sırtını gün batımına dayar.
günün dengesidir ikindi, akşamın seheri! yalnızlığa selam vaktidir el ayak çekilmeden önce. bir çocuğun kâğıdına düşürdüğü resimdir. salıncağıyla göğe tırmanırken yanı başında bekleyen annesi ve başak tarlalarından geçerken yol boyunca hayallerini doldurduğu heybesidir
ve ikindinin elleri değer her yolcunun sırtına.
yumar gözlerini gündüzün. bir yeminin anahtarını bulmak üzere terki diyar eder gün. akşama serenat eder ikindi. bitişleri, sönüşleri, hiçliği ve tekliği anlatmak üzere geceye doğru yol alır.
[sevda çekim]
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder